Burdur’da Maden Rehabilitasyon Alanı Fidan Dikimi ve Proje Tanıtım Töreni Gerçekleştirildi
MADENEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez, Burdur programının son bölümünde, Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) ve İltaş Mermer işbirliği ile düzenlenen "Maden Rehabilitasyon Alanında Fidan Dikimi ve Proje Tanıtımı Töreni'ne" katıldı.
Bakan Dönmez Burdur programını, ilin lokomotif sektörlerinden Doğal Taş Mermer Sanayi alanında Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Çiçekmersan Mermer Fabrikasını ziyaret ederek tamamladı.
Burdur Valisi Ali Arslantaş'ın eşlik ettiği ziyaret sırasında Bakan Dönmez, fabrika sahibi Orhan Çiçek'ten başta dünyaca ünlü Burdur Bej Mermeri olmak üzere bölgede çıkarılarak dünyanın birçok ülkesine ihraç edilen Doğal taş mermer ürünleriyle ilgili bilgi aldı.
Bakan Dönmez Merkeze Bağlı Boğaziçi Köyü İltaş Mermer Ocak sahasında düzenlenen Maden Rehabilitasyon Alanı Fidan Dikim ve Proje Tanıtım Töreninde yaptığı konuşmada;
"Sektörümüzün Değerli Temsilcileri, Kıymetli Katılımcılar, Maden Sanayi İşverenleri Sendikası ve İLTAŞ Madencilik tarafından hayata geçirilen ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmasının açılışı vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Enerji ve tabii kaynaklar politikalarımızı planlarken ve yürütürken her zaman 3E olarak vurguladığımız enerji, ekonomi ve ekoloji dengesini gözettik. Bu çerçevede bir hususun altını sürekli çizdik. Dedik ki madenler de bizim çevre de. Ne madenlerimizden vazgeçeriz ne de çevremizden.
Türkiye ne zaman madenlerle ilgili bir adım atsa, bir takım güruh adeta bir koro halinde hep itiraz eder. Ne zaman ki akıldan, bilimden, izandan uzak ideolojileri dallanıp, budaklanır taraftar toplamaya başlarlar, işte o zaman dillerinin altındaki baklayı çıkarırlar.
Daha önce televizyonlarda, sosyal medyada, gazetelerde, Meclisimizde, hatta bizzat sahaları gezerek yapılan ağaçlandırma çalışmalarını öncesi ve sonrası görselleriyle her zaman paylaştık kamuoyuyla.
Bugün artık doğaya karşı sorumluluğumuz sadece ulusal boyutta değil. Dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele ettiği bugünlerde bizler de enerjinin sorumlu bir şekilde üretilmesi için bütün planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinde ciddi mesafeler kat ettik. Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz yüzde 54 seviyesine ulaştı. Son 3 yıldır devreye aldığımız kurulu gücümüzün neredeyse tamamına yakını yenilenebilir enerji kaynaklı. 2017 yılından bu yana enerji verimliliği uygulamalarından 1 milyar dolardan daha fazla bir tasarruf sağladık.
Madencilik tarafında ise Kovid-19 salgınına rağmen mevcut üretim rakamlarımızı ve pazarlarımızı koruduk.
Bu yılın ilk 11 ayında 5 milyar doların üzerinde maden ihracatı gerçekleştirdik. Yıl sonu hedefimiz ise 6 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak.
Madencilik ekonomik büyümenin, gelişmenin en önemlisi günümüz teknolojisinin ve pek çok sektörün altyapısını oluşturuyor. Ekonominin vazgeçilmez unsurlarından biri. Sahip olduğu yüksek katma değer ve istihdam kapasitesiyle sürekli büyümesi, geliştirilmesi ve desteklenmesi gereken bir sektör. Çünkü madencilikte yatırımcı kazanıyor, milletimiz kazanıyor, devlet kazanıyor, madenciliği besleyen alt sektörler kazanıyor. Hele ki üretim ve ihracat odaklı yeni büyüme modelimizde madencilik ekonomiyi besleyen en kritik sektörlerden biri haline gelecek.
Madencilikte hiçbir zaman taviz vermediğimiz iki kırmızı çizgimiz var: İş sağlığı, güvenliği ve çevre. Maden sahalarımızın denetimlerini biliyorsunuz; az riskli, riskli ve çok riskli olmak üzere 3 sınıfa ayırdık. Az riskli gruptaki madenlerimizi yılda en az bir, riskli grupta yer alan madenlerimizi yılda en az iki ve çok riskli gruptaki madenlerimizi ise yılda en az dört kez denetliyoruz.
Güvenli ve insan odaklı madenciliğin bir iş kültürü haline gelmesi için gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Her bir kuralın, kanunun uygulanmasını büyük bir titizlikle takip ediyoruz.
Öte yandan, üretimi tamamlanan maden sahalarının rehabilitasyonunu da hızla tamamlayarak yeniden doğaya kazandırıyoruz. Birileri madenciliği doğa karşıtı bir iş kolu gibi gösterse de aslında madencilik gerek işletme esnasında gerekse de üretim sonrası hem kazanan hem kazandıran bir iş kolu. İşletme esnasında madencilik sektörümüz, işletme sonrasında ise sahanın tarımsal üretime devam etmesiyle üreticilerimiz kazanıyor. İki yönü bir kazan-kazan durumu söz konusu burada.
Bugün MASİS’in açılışını gerçekleştireceğimiz rehabilitasyon sahası da bunun en güzel örneklerinden biri. Üretimi tamamlanan sahamızda tıbbi aromatik bitkiler başta olmak üzere toplamda 246 bin metrekarelik bir alan ağaçlandırıldı. Bölgemiz 60 bin lavanta, 5 bin biberiye, 7 bin 500 badem ve 5 ton sedir karpeli ve deve dikeniyle yeniden yeşillendirildi.
Bugün tıbbi ve aromatik bitkiler başta tıp, eczacılık ve kozmetik sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde kullanılıyor. Hem yurt içinde talebi oldukça fazla olan bir ürün hem de yurt dışına ihraç ettiğimiz önemli bir gelir kalemi.
Sahamızın tekrar doğaya kazandırılması yöre halkımız için de önemli bir kazanç kapısı olacak. Maden sahasının üretimi bitti ancak tarımsal faaliyetle saha yine bölgemiz için katma değer yaratmaya devam edecek. Bu bölge ayrıca turizm açısından da oldukça uğrak bir destinasyon. Uygulama sahasının turizm yolu üzerinde olması, hem yurt içi hem de yurt dışı ziyaretçilere de hitap etmesi açısından oldukça önemli bir noktada.
Bu sene maalesef orman yangınlarıyla sarsıldık. Bizler de Bakanlık olarak yangından etkilenen bölgelerimizde bizzat sahadaydık. Çalışmaları yerinde koordine ettik. Vatandaşlarımızla sürekli bir aradaydık. Ülkemizin orman varlığını artırmak için biliyorsunuz Bakanlık olarak bizler de Bir Enerji Bir Nefes projemizi başlatmıştık yaklaşık 5 yıl önce. Elektrik, doğal gaz, petrol ve madencilik sektörlerimizle birlikte bu 5 yıl içerisinde toplam 2 milyon 723 bin 473 fidanı toprakla buluşturduk.
Enerji ve madencilik sektörü üretim öncesinde, üretim esnasında ve üretim sonrasında sürekli kazandıran, çarpan etkisi yüksek sektörler. Sağdan soldan ne derlerse desinler, biz ülkemiz için her zaman en iyi olduğuna inandığımız şeyleri yapmaya devam edeceğiz.
Bazı maden sahalarımız Orman Genel Müdürlüğümüzün uhdesindeki alanlarda çalışıyor.
Buralardaki üretim tamamlanır tamamlanmaz bu sahalarımızı da hızla doğaya kazandırıyoruz. 2014-2018 arasında Maden Sahaları Rehabilitasyon Eylem Planını hayata geçirdik. Bu kapsamda 5 bin 849 hektarlık bir alanda ruhsat sahipleri ve STK’larımızla birlikte toplam 1 milyon 627 bin 298 fidanı toprakla buluşturduk. 2019 ve 2020’de de maden sahalarımızın bakımına ve ağaçlandırılmasına devam ettik. Son 2 yılda toplam 827 bin 286 fidanımızı daha orman varlığımıza dâhil ettik.
Bakanlığımızın kurumları da bu konuda hummalı bir çalışma içerisinde. Türkiye Kömür İşletmeleri son üretim sahalarına son 30 yılda toplam 10 milyon 754 bin 837 ağaç dikti. TKİ sadece orman varlığımızı artırmıyor aynı zamanda bu işi ekonomik yönüyle de ele alıyor. Lavanta Yetiştiriciliği Projesi bu mantıkla ortaya çıkan ve yürütülen bir iş. Bu projeyle birlikte büyük oranda ithal ettiğimiz tıbbi-aromatik lavanta süs bitkisinin ve ürünlerinin ithalatını azaltacağız. İleride kurulması planlanan distilasyon tesisimizle de inşallah ekonomimize önemli bir girdi daha sağlamış olacağız.
TKİ, maden sahalarının rehabilite edilmesi ve yeniden ekonomiye kazandırılması konusunda ciddi bir tecrübeye sahip. Ege Bölgesi’ndeki sahalarımıza 7 bin 700 zeytin ağacı diktik. Bu ağaçlardan yılda ortalama 5 bin ila 6 bin 500 litre zeytinyağı elde ediyoruz. Tabi ki bu ticari amaçlı bir girişim değil, TKİ bu yağları kendi kurum ve tesislerinde kullanıyor. Ancak şunu görüyoruz ki doğru adımlar atıldığı takdirde doğa kendini yeniliyor, farklı bir biçimde yeniden hayat buluyor. Bizler her zaman bu emanetin ne denli kıymetli ve değerli olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz.
Çünkü doğa varsa, insan var. İnsanoğlunun varlığı özünde doğanın nimetlerine, çevrenin varlığına bağlı. Her zaman elimizin altında olduğu için çoğu zaman kıymetini kaybedince anlıyoruz ama asıl önemli olan var olanın değerini bilmek onu en iyi şekilde koruyup, yüceltmek.
Doğru rehabilitasyon örnekleriyle maden sahalarımız, üretim sonrasında da bölgeye ve ülkemize değer katmaya devam ediyor. Bizler en güzel örnekleriyle bu işi anlatmaya devam edeceğiz. Sürdürülebilir madenciliği sürdürülebilir bir gelecek anlayışı içerisinde ele alıyoruz her zaman. Bizler doğaya değer katan, doğanın renkleriyle uyum içinde faaliyet gösteren, doğanın önünde saygıyla eğilen bir madencilik kültürünün oluşması için gayret ediyoruz.
Sektörümüzün de bu yönde çaba gösterdiğini biliyoruz. Yerin altındaki her bir cevheri, yerin üstündeki güzelliklerle tamamlamaya kararlıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, rehabilitasyon sahamızın hayata geçirilmesinde emekleri geçen MASİS ve İLTAŞ yetkililerine teşekkür ediyor, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum".
İlginizi Çekebilir