Deniz Tabanı Madenciliği Planı Küresel Tepki Çekiyor
GÜNDEMVancouver merkezli bir madencilik şirketi olan The Metals Company, ABD hükümeti ile iş birliği yaparak Pasifik Okyanusu’nda deniz tabanı madenciliğini başlatma planını duyurdu. Ancak bu teklif, uluslararası toplumdan büyük bir tepkiyle karşılaştı. Aralarında Çin, Rusya, Hindistan, Birleşik Krallık, Yeni Zelanda, Endonezya, Fransa, Arjantin, Uganda ve Fiji gibi 40’a yakın ülkenin bulunduğu diplomatlar, planın uluslararası hukuku hiçe saydığını ve deniz ekosistemine zarar verebileceğini belirtti.
The Metals Company, ABD’nin bir yan kuruluşu aracılığıyla ABD hükümetine başvurarak, uluslararası sularda madencilik izni talep ettiğini açıkladı. Bu alanlar, normalde Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA) tarafından yönetiliyor ve bir uluslararası anlaşma ile korunuyor. Ancak şirket, ABD’nin ISA sürecini bypass ederek madenciliğe yeşil ışık yakmasını istiyor. Bu hamle, kritik minerallerin çıkarılması için yeni bir yarışın fitilini ateşlerken, çevre uzmanları ve uluslararası yetkililer tarafından “tehlikeli bir emsal” olarak nitelendirildi.
Greenpeace International’dan Louisa Casson, “Bu çaresiz ve son derece riskli bir adım. Deniz tabanı madenciliği, okyanus sağlığını geri dönülmez şekilde tehdit edebilir,” diyerek tepkisini dile getirdi. Öte yandan, ABD Jeolojik Araştırması’na göre, Pasifik’teki Clarion Clipperton Bölgesi gibi alanlar, dünyadaki tüm kara rezervlerinden daha fazla nikel, kobalt ve manganez içeriyor. Bu durum, teknoloji ve yenilenebilir enerji sektörü için hayati olan minerallere erişim arayışını körüklüyor.
Uluslararası toplum, deniz tabanı madenciliğinin düzenlenmesi için yıllardır bir kural seti üzerinde çalışıyor. Ancak The Metals Company’nin bu girişimi, henüz tamamlanmamış bu süreci baltalayabilir. Diplomatlar, ABD’nin geleneksel olarak ISA’yı uluslararası hukuk olarak tanıdığını, ancak bu yeni planın bu anlayışı sorgulattığını ifade ediyor.
Madencilik sektöründeki bu gelişme, hem ekonomik hem de çevresel sonuçlarıyla küresel çapta dikkatle izleniyor. Türkiye’de de madencilik politikaları ve çevre koruma tartışmaları devam ederken, bu tür uluslararası örnekler, gelecekteki düzenlemeler için önemli ipuçları sunabilir.
İlginizi Çekebilir