Ege Bölgesinde Deprem Araştırması
YER BİLİMLERİİzmir ve çevresindeki fayların deprem üretme olasılıklarının belirlenmesi için başlatılan proje kapsamında Söke’de açılan hendekte iki depreme ait jeolojik kanıt elde edildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, yapı envanteri ve zemin çalışmalarıyla beraber kara ve denizde başlatılan depremsellik araştırmaları kapsamında 90 hendek kazılarak 140’tan fazla örnek alındı.
Aydın’ın Söke ilçesinde açılan hendekte iki depreme ait jeolojik kanıt elde edildi. Örneklerin incelenmesiyle elde edilecek bulgulardan İzmir ve çevresinde depreme dayanıklı bölgelerin belirlenmesinde yararlanılacağı ifade edildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erhan Altunel, İzmir’in 100 kilometre yarıçapında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından haritalanan bütün diri fayları çalıştıklarını aktardı. Söke Gülbahçe köyünde açılan hendekte yaptıkları çalışma hakkında bilgi veren Erhan Altunel, “Günümüzden 10 bin yıl önce oluşan genç çökenleri kesen faylar varsa bunları inceliyoruz. Fay gördüğümüz hendeklerden tarihsel depremleri yaşlandırmak için örnekler alıyoruz. Şu ana kadar açtığımız ve fay gördüğümüz hendeklerden aldığımız örnek sayısı 140'dan fazla. Bu örnekleri yaş analizi için gönderdik. Yaş analizleri geldiğinde hangi fayın ne zaman, hangi büyüklükte deprem ürettiğine yönelik bilgimiz olacak.” açıklamasını yaptı.
Söke’nin yaklaşık 15 kilometre güneybatısında Büyük Menderes fay zonunun bulunduğunu vurgulayan Altunel, “Büyük Menderes Ovası’nın oluşumunda etkin olan bir fay zonu bu. Aktif fayları haritalandıran ekibimiz o fayı bulup ‘Burada aktif fay var’ diyor. Biz de ekibin yaptığı haritalardan yararlanarak hendek açmak için uygun olan yerleri belirliyoruz. Şu anda da o tür yerlerden birindeyiz. Aktif fay haritalandırma ekibinin yapmış olduğu haritalar üzerinde yaptığımız gözlemlere dayanarak burada hendek açmanın uygun olduğunu gördük. Burada 1955 yılında 6.8 büyüklünde bir deprem var. O depremin yüzey kırığı oluşturup oluşturmadığını anlamak hedeflerimizden biri. Bir de o depremden önce bu fay üzerinde büyük deprem olmuş mu, yüzey kırığı oluşturmuş mu onu anlamak istiyoruz” diye konuştu.
Açılan hendekte fay belirlediklerini anlatan Prof. Dr. Erhan Altunel, şunları söyledi: “Burada açtığımız hendekte şu anda gördüğümüz birimleri kesen iki fay var. Yani burada iki tane yüzey kırığı oluşturan deprem olmuş demektir. O depremlerin tarihlerini anlamak için örnek alıyoruz. Bu örneklerin sonucuna göre değerlendirme yapacağız.” Yapılan çalışmaların sadece İzmir’i değil, çevre illeri de kapsadığını anlatan Prof. Dr. Erhan Altunel, “7 büyüklüğündeki bir deprem yaklaşık 30-40 bin kilometrekare bir alanı etkiler. Bu çalışma her ne kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışması gibi görünse de aslında Söke, Aydın, Muğla, Manisa için de çok önemli. Bu fayın üzerinde bir deprem meydana geldiğinde çevre illeri de etkileyecek” dedi.
Prof. Dr. Erhan Altunel, çalışmaları yürütürken hendek açılması için izin almakta zorlandıklarını da anlatarak şunları söyledi: “Biz bu tür çalışmaları yaparken anahtar nitelikte yerler oluyor. Kazı yapmak için izin almak zorundayız. Ancak izin alma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Vatandaşlarımız ve ilgili kurumlar bu tür çalışmalar konusunda daha hassas olmalı.”
Yapılan çalışmaların İzmir’in yanı sıra Aydın, Muğla ve Manisa için de çok önemli olduğunu ifade eden Altunel, hendek açılması konusunda vatandaşlardan ve ilgili kurumlardan izin almakta zorlandıklarını kaydetti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nda görevli jeoloji mühendisi Mesut Özdemir de İzmir için risk oluşturabilecek bütün diri fayları araştırmayı hedeflediklerini belirterek, “Tek hedefimiz doğal afetlere, depremlere karşı daha dirençli bir kent yaratmak.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Akyüz de Söke’de açtıkları hendekte iki tarihsel depreme ait jeolojik kanıta rastladıklarını anlattı. Akyüz, “Bu depremlerin yüzeye kadar ulaştığının kanıtı bunlar. Yaptığımız araştırmalar sayesinde geçmişte olan deprem hakkında bilgi sahibi olacağız. Fayın yüzeydeki uzunluğu ve bu yer değiştirme miktarına göre de depremlerin büyüklüğünü söyleyebiliriz. Bu çalışmaların sonunda depremin geçmişteki büyüklüğü hakkında tahminde bulunabileceğiz. Gelecekte üretecekleri deprem hakkında bilgi sahibi olacağız” dedi.
İlginizi Çekebilir