İlk Milli Deniz Araştırma Projesi!

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) 30 Ekim 2020'de Ege Denizi'nde meydana gelen depremin ardından oluşturduğu 'Türkiye Deprem Platformu' kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, araştırmalarına İzmir ve çevresinden başlayacak.

TÜBİTAK tarafından yapılan açıklamada; 30 Ekim 2020’de Sisam Adası ile Kuşadası Körfezi arasındaki bölgede meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin daha detaylı incelenmesi ve bu bölgede bulunan diğer fayların da yaratabileceği deprem tehlikesini incelemek için ekip oluşturuldu.

Çalışmalara Bugün Başlanıyor

Yapılacak çalışmalar ile ilgili açıklamalarda bulunan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Ege Denizi’ndeki depremlerin ve fay hatlarının karakteristiğinin araştırılacağını açıkladı.

Mandal, ‘Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi’  ile ilgili yaptığı açıklamasında, “Proje kapsamında icra edilecek ve yaklaşık 10 gün 24 saat üzerinden kesintisiz sürmesi planlanan 1’inci deniz araştırma seferi, 31 Mayıs 2021’de gerçekleştirilecek olup çalışmaların batimetri ve jeofizik ölçümleri ağırlıklı bu ayağında 11 araştırmacı, TÜBİTAK MAM ÇTÜE’nden 12 gemi mürettebatı yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

Proje kapsamında, Kuşadası çevresindeki aktif fayların yaratacağı deprem tehlikesi hakkında bilgi toplanmasının hedeflendiğini belirten Mandal, şöyle konuştu:

“İzmir yakın zamanda yıkıcı bir deprem yaşadı, çok sayıda vatandaşımızı depremde kaybettik. Sahadan gelecek ortak akıl, çaba, bilimsel araştırma ve yetkinlikle Ege Denizi’ndeki deprem risklerinin ortaya konulması oldukça büyük önem taşıyor.

Bölgede çalışmaların yürütüleceği gelişmiş cihaz ve ekipman altyapısına sahip TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, 10 gün boyunca kesintisiz görev yapacak.

Bu proje, ülkemiz araştırmacıları ve kurumları tarafından ortak yapılacak ilk milli deniz araştırma projesi olma özelliğine sahip. Bu yönüyle Türkiye’nin deprem alanında bilimsel alt yapısının da gücünü gösterecek.”