© Yeraltı Haber 2021

MMG Ankara Şubesi'nde "Türkiye'de Altın Madenciliği" Konuşuldu

Mimar Mühendisler Grubu Ankara Şubesi'nin düzenlediği "Mimar ve Mühendis Buluşmaları" etkinliğinin konuşmacısı olarak TÜMAD Genel Müdürü ve Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yücel "Türkiye'de Altın Madenciliği" sunumu gerçekleştirildi. Sektörün önde gelen isimlerinin yanında, genç meslektaşları ve öğrencileri bir araya getiren sunumda dünyadaki ve ülkemizdeki altın madenciliği üzerine önemli bilgiler verildi.

Sunumdan bazı önemli notlar ise şöyle;

Türkiye’nin yeraltı kaynakları geleceğini şekillendirmek için yeterli miktarda. Toplum, özellikle de gençlik bu durumu kavradığında sorunlarımızın çoğu çözüme kavuşmuş olacaktır. Siyasi bakış açısının bırakılıp ülke menfaatinin gözetilmesi tüm kesimler için yararlı olacaktır. Bunun içinde daha çok iletişim içerisinde olunmalıdır.

Madenciliğe daha fazla yatırım ve ar-ge çalışması yapan ülkeler ekonomik olarak daha güçlü ve refah seviyesi olarak daha ileride. Avrupa’nın ekonomik güce erişmesindeki en büyük etmen madenciliktir. Yabancı firmalar ülkemizde maden yatırımları yaparken bu yatırımın neden yapıldığı üzerine iyi düşünmek gerekir. Türkiye’de bu yolda ilerleme gösteriyor. Fakat sistem ülkemizde tam olarak oturmuş değil. Önümüzdeki yıl içerisinde sistemin istenilen seviyeye gelecektir.

Altın dünyanın her ülkesinde geçerli ortak finans aracıdır. Geçmişte yaşanmış Truva savaşları dahil birçok savaş altın için yapılmıştır.

Türkiye’de düşünülenin aksine her 300 altın madeni sahasından sadece biri üretime açılabilmektedir.  Dünyada bu rakam 1000 altın sahasında bir adettir. Türkiye’nin altın madenciliğindeki geçmişi yaklaşık 20 yıldır ve henüz işletilebilen ortalama derinlik 100 metre civarındadır. Dünyada 4000 metre yerin altından altın çıkaran madenler mevcut.

Türkiye dünyanın en büyük 5 altın ihracatçısı arasında. Yıllık üretimi 32 ton olmasına karşın tüketimi 160 ton civarında. Türkiye’nin altın sahalarındaki tahmin edilen altın rezervi ise 10.000 ton mertebesinde. Üretimin düşük olmasında en büyük etmen ise geçmiş yıllarda altın madenciliğine yeterli önemin verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz o yıllarda ağırlıklı olarak bor ve bakır madenlerine yönelmiştir. Bugüne geldiğimizde bordan elde edilen toplam gelir 1,2 milyar dolar seviyesinde iken altın madenciliğinden elde edilen gelir yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesindedir. Ayrıca 77 tür madenden elde edilen toplam 3 milyar dolar devlet hakkının yine 1,2 milyar doları sadece dört altın firmasından elde edilmektedir.

Dünyanın çok önceleri farkına vardığı maden arama standartların ülkemizde yeni yeni anlaşılması altın madenciliğinin gelişmesindeki en büyük engeller arasındadır. Yeterli teknolojinin olmaması ve istenilen miktarda tedarik edilememeside önemli bir etken elbette. Birde çevre algısı var. Dünyada altın üretiminin %85’i siyanür ile yapılıyor. Madencilikte kullanılan siyanür toplam tüketimin %5’i kadar. Kalan miktar gıdadan tekstile bir çok sektörde zaten hayatımızın içinde. Amerika’da siyanürün doğaya bırakılabilme standardı 50 ppm iken Türkiye’de 10 ppm. Buna en güzel örnek ise Bergama Altın Madenlerinin atık havuzlarında zeytin yetiştiriciliği yapılmasıdır.

Maliyetler ve vergilendirmede elbette önemli kalemler arasında. Türkiye’de bir ons altın üretim maliyeti güncel olarak 900 – 1000 dolar mertebesinde. Gelişmiş ülkelerde verginin bu maaliyetteki payı ortalama %4 iken Türkiye’de %8 civarında.

Ülkemizdeki altın madenciliğine dair bir diğer yanlış bilgi ise yabancı şirketlerin tüm üretimi elinde tuttuğudur. Bu oran bugün için %50 - %50 civarındadır. Yeni yerli altın madenlerinin bu yılki üretimi ile %55’in üzerinde yerli sermayenin elinde olacaktır sektör.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER