Mustafa Selçuk ÇEVİK: “Madeni Açıkta Bırakan Ülkeyi Açıkta Bırakır”
MADENÜlkemiz kasım ayından bu yana aylık yüksek dış ticaret açıkları vermeye başladı. Kasım ayında 5 milyar 428 milyon dolar, aralık ayında 6 milyar 791 milyon dolar, ocak ayında 10 milyar 261 milyon dolar, şubat ayında da 8 milyar 96 milyon dolar dış ticaret açığı oluştu. Son dört aylık tutar 30.5 milyar doları aştı.
Dış ticaret açığının artmasının nedeni ülkemizin birçok ham madde ve enerji üretim kaynaklarında dışa bağımlı olmasından kaynaklandı. Nitekim şubat ayı özelinde Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş'un da açıklamasında belirttiği üzere ihracatın ithalatı karşılama oranı, enerji hariç yüzde 95.4 olarak kaydedildi. Ocak ayında bu oran yüzde 88.3 olurken dış açığın artmaya başladığı kasım ayında 101.2 seviyesine ulaşmıştı. Aslında kasım ayında enerji hariç dış fazla veren bir ekonomi haline gelmiştik. Ancak küresel arz şokları yüzünden hızla artan fiyatlar fazlayı açığa dönüştürdü.
Türkiye'nin madencilik ürünleri ihracatı Şubat 2021'de 476 milyon 83 bin dolara yükseldi. Ocak ayı ihracatımız 498 milyon 221 bin dolardı. İhracat Aralık 2021'de 532 milyon 300 bin dolar, kasımda da 548 milyon 502 bin dolar oldu. Son dört aylık ihracat tutarımız 2 milyar 55 milyon doların biraz üzerinde. Madencilik ürünleri, ithal girdi oranı neredeyse yok denecek kadar az olan sektörümüz. Türkiye maden varlığı ve çeşitliliği bakımından zengin bir ülke. Alt ürün grupları bazında baktığımızda en çok ihracatı metalik cevherler ve mermer olarak yapıyoruz.
Ülkemizde madencilik konusunda ne yazık ki olumsuz bir kamuoyu algısı var. Oysa yerli ve milli değerimiz olan madenleri çıkarıp işlediğimiz, gerek diğer sektörlere katma değer yaratan gerekse doğrudan ihraç ettiğimiz ölçüde, ülkemizin dış açığının kapatılmasında oldukça önemli bir katkı sağlıyoruz. Sektör STK'larının imkanları bu algıyı kırmak ve madenciliğin önemini geniş kesimlere anlatmak ve madenciliğin önemini kavratmak yerine seçim kampanyaları için kullanılır oldu. Sınırlı kaynaklarımız, nokta atışla kriz dönemlerinde ve öncesinde oluşan kasıtlı kampanyaları bertaraf etmek yerine koltuk sahiplerinin PR çalışması için kullanılıyor. Ülkemizi müreffeh, sektörümüzü hak ettiği gibi itibarlı kılmak istiyorsak kaynaklarımızı şahsi menfaatlerimiz için değil madenciliğe değer katmak için kullanmalıyız.
İlginizi Çekebilir