© Yeraltı Haber 2021

Türk Sanayisinin İlk Yeşil Hidrojen Tesisinin Kurulması İçin Start Verildi

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde kurulması planlanan “Yeşil Hidrojen Tesisi” için; Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Enerjisa Üretim, Eti Maden, TÜBİTAK MAM ve ASPİLSAN Enerji bir araya gelerek yapılan törenle kurumsal iş birliği protokolüne imzalarını attılar.
%100 enerji dönüşümünü sağlama yolunda mevcut teknolojilerle karbon salınımlarının düşürülmesinde fosil yakıtlar yerine ikame edilebilecek en büyük potansiyele sahip alternatif enerji kaynağı yeşil hidrojenin, Enerjisa Üretim’e ait Bandırma Enerji Üssü’nde üretimi ve kullanımı için start verildi.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez’in de katılım gösterdiği törende; Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, Eti Maden Genel Müdürü Serkan Keleşer, Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı / MAM Başkan V. Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ve ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Ferhat Özsoy da hazır bulundu.
Güney Marmara Hidrojen Üretim Merkezi Olacak
Tören, Güney Marmara Kalkınma Ajansı Enerji Yöneticisi Mehmet Volkan Duman’ın sunumu ile başladı. Sunumunda hibrit sistemler hakkında bilgi veren Duman, Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine ve ülkemiz için ilk olacak yeni enerji sistemlerinin potansiyeline değindi. Duman ayrıca Güney Marmara Bölgesinin yenilenebilir enerji alanındaki avantajlarını anlatırken ana hedefin Bandırma-Biga hattında “Hidrojen Üretim Merkezi” oluşturmak olduğunu söyledi.
Duman sunumunda, Güney Marmara Bölgesi’nin hidrojen ekonomisini canlandırma girişimlerine en elverişli bölge olduğuna değindi. Yeşil hidrojen üretim merkezi olarak Güney Marmara’nın tercih edilmesinde Bölge’nin Türkiye’nin %12,50 elektriğini üretmesi, 2,50 GW’lık yenilenebilir kaynak bazlı elektrik kurulu kapasitesiyle Türkiye’nin en verimli yenilenebilir enerji santrallerini barındırması, rüzgâr enerjisi kurulu kapasitesinde Türkiye’nin lideri olması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Danimarka Enerji Ajansı’nın ortak yürüttüğü Deniz-üstü RES çalışmalarında en cazip bölgelerden biri olarak belirlenmesinin etkili  olduğunun altını çizdi.
Enerjisa Üretim Proses İzleme ve Ar-Ge Çalışmaları Müdür Yardımcısı Kahraman Çoban,  ASPİLSAN Enerji İstanbul Ar-Ge Müdürü Dr. Emre Ata, TÜBİTAK MAM Kıdemli Başuzman Araştırmacı Doç. Dr. Fehmi Akgün ve Eti Maden Teknoloji Geliştirme Dairesi Başkanı Derya Maraşlıoğlu da törende sunumlarını gerçekleştirerek; yürüttükleri hidrojen çalışmalarını, yenilenebilir enerji alanındaki projelerini ilgili yatırımlarını ve kuruluşları hakkında genel tanıtım bilgilerini katılımcılarla paylaştırlar.
“Türkiye bu manada öncü olup yol alırsa katma değer yaratabilecek”
Sunumların ardından protokol konuşmalarına geçildi. Konuşmasını gerçekleştiren Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyerek katılımcı kuruluşlara teşekkür etti. Bayçöl, hidrojen konusunda Türkiye’nin önemli bir potansiyel barındırdığını ve hızlı hareket edilerek bu konuda Türkiye’de öncü olunması gerektiğini dile getirdi. Protokol imzalarından sonraki sürecin çok kıymetli olduğunu söyleyen Bayçöl, Enerjisa Üretim’in bütün gücüyle bu protokolde adreslenmeye çalışılan başlıklarda yer almak istediğini belirtti. Türkiye’nin bu manada öncü olup somut adımlarla yol aldığında katma değer yaratabileceğini; ne kadar hızlı yol alınabilirse o kadar başarılı olunacağını.; bu yolculukların bireysel olarak zor olduğunu; güç birliği ile ancak bir noktaya varılabileceğini, Enerjisa Üretim’in tüm imkanlarıyla ve yüreklerini koyarak bu projede gönüllü olarak yer almak istediğini  belirterek konuşmasına son verdi.
“Türkiye’de şirketlerin bu yönde bir girişiminin olması asıl itici gücü oluşturuyor”
Konuşmalarında Mayıs ayında yerli lityum pil üretiminin müjdesini veren ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Ferhat Özsoy, “Protokolde olmak bizim için çok önemli. Türkiye’de şirketlerin bu yönde bir girişiminin olması asıl itici gücü oluşturuyor. Hidrojen konusunda dünyada gelişmeler sürerken Türkiye’nin bu konuda çalışmalarını hızlandırması gerekiyor. Bu konuda Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın öncülük etmesi ve bizi bir araya getirmesi, kuruluşlarımızın tüm olanaklarını seferber etmeleri bu konuda çok değerli” diyerek konuşmalarını noktaladı.
“Kamu ve özel sektörün bir arada olması çok önemli”
TÜBİTAK Başkan Yardımcısı / MAM Başkan V. Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil konuşmasında “Ülkemiz ve dünyada bu kadar önem teşkil eden bir konuda, bu protokol kapsamında bir araya geldiğimiz için mutluluk duyuyorum. Kamu ve özel sektörün bir arada olması çok önemli. Bu yıl bizim 50. Yılımız. TÜBİTAK MAM’da sektörel yapılandırmaya gittik. Yeni birimlerimizden biri “Enerji Teknolojileri” ve bu ilk günü. Bu yapılandırmada Enerji Teknolojileri Başkan Yardımcılığının altında hidrojen ve yakıt pili konusunda büyük bir araştırma grubu oluşturduk. Bu çalışma kapsamında buradan çok önemli çıktıları elde edeceğimizi düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Hidrojen konusunda borun çok büyük avantajları var”
Konuşmasında; Eti Maden’in yönetiminde 33 tesiste işlenen boru, katma değer katarak dünyaya sattıklarını ifade eden Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Serkan Keleşer, “Yeni bir katma değer ile 2022’de bor karbür tesisini faaliyete geçirerek bir zinciri tamamlayacağız. Cevher tonu 150 dolar, borik asit tonu 600-700 dolar. Biz tesislerimizde bora yeni bir katma değer katarak borik asitten bor karbür tozunu üretecek ve tonu 30 bin dolar olan bu toz ile tonu 400 bin dolarlık zırh yapacağız. Bu zincirin tüm halkaları bu ülkede olacak.  İkinci projemiz “ferro bor”. Temelini Bandırma’ya bu yıl atacağız. Yine arkadaşlarımızın yapmış olduğu çalışmalarla cevher içerisindeki lityumun elde edilmesi için üretim tesislerimizin temelini atacağız. Lityumu sıvı atıktan elde ediyoruz. Yine bu yıl çok önem verdiğimiz “sodyum bor hidrür” üretiminin yatırımına start vereceğiz. 2022 yılı borla ilgili uç ürünlere yönelik yatırımların zirve yapacağı bir yıl olacak. Hidrojen konusunda da borun çok büyük avantajları var ve bu avantajı kullanarak katma değeri yüksek, katı bor-hidrojen bileşiklerinin üretimine odaklanacağız. Bu konuda da Eti Maden elinden gelen desteği vererek bu iş birliğinin geliştirilmesine katkı sunacaktır” diye konuştu.
“Bu işi artık somut olarak konuşabilir hale geldik”
Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç, “Bölgemizde böyle bir protokolün adımını atıyor olmaktan son derece memnunuz. Kalkınma ajansı olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın koordinasyonu altında çalışan bir kurum olarak Bölgemizin potansiyelinin farkındayız ve bunu hep ön plana çıkararak değerlendirmeye çalışıyoruz. Hidrojen konusunda da çok çalışmalar gerçekleştirdik, üzerine çok kafa yorduk. Geldiğimiz noktada teknolojinin avantajları ve kuruluşlarımızın gerçekleştirdikleri Ar-ge çalışmalarında ciddi ilerlemeler kat etmesi ile bu işi artık somut olarak konuşabilir hale gelmiş olduk. Bu anlamda protokolün tüm taraflarına gönülden teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini bitirdi.
“Kamuda oluşan birikimi özel sektör ile birlikte kullanmamız lazım”
Programın son konuşması için sahneye gelen Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, “Projeyi sahiplenen tüm kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Bakanlığımızda en önemli gördüğümüz konu bu iş birliklerini tesis etmek. Bir araya gelme kültürünü oluşturmak. TÜBİTAK MAM gibi kuruluşlarımız çok önemli çalışmalara imza atıyorlar. İşte kamuda oluşan bu birikimi özel sektör ile birlikte kullanmamız lazım. Buralardan güzel başarı hikayeleri çıkarmamız lazım. Bakanlığın bakış açısı olabildiğince somut ve makul projeleri desteklemektir, hatta “Bandırma Enerji Üssü” gibi kuruluşlarımızca ortak bir vizyon belirlenmiş alanlarda yapılacak çalışmaların, Türkiye’de KOBİ’lere, akademiye, girişimcilere fayda sağlaması için Bakanlık kaynaklarının harekete geçirilmesi de mümkündür. Bu birlikteliğin tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum.” diyerek sözlerini noktaladı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER