‘Ülkemizin Tarıma da İhtiyacı Var Madene de’
MADENTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu ve İMİB Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımı ile Bursa’daki CVK Madencilik’e ait krom ocağı ziyaret edildi. Yerin 300 metre altındaki krom ocağında Mustafa Gültepe ve Rüstem Çetinkaya açıklamalar yaptı. Maden sektörünün geçen yıllarda başlayan büyüme ivmesinin devam ettiğini ifade eden Mustafa Gültepe, “Maden sektörümüzün ihracatı altı buçuk milyar dolara dayandı. 2028 için Türkiye’nin belirlenen ihracat hedefi ise 400 milyar dolar oldu. Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için maden ihracatının en az iki katına çıkması gerekiyor. Maden sektörü bunu başarabilecek kapasiteye sahip. Türkiye maden sektörünün, gayrisafi milli hasıladan aldığı pay 1,3. Eğer, bunu yüzde 5 seviyelerine çıkarabilirsek maden ihracatı 30 milyar dolara çıkabilir.” dedi. Maden sektörünün ülkemiz için çok önemli olduğunu dile getiren Mustafa Gültepe, “Önemli olan tarımla madeni bir araya getirmek. Böylece karşılıklı konuşarak bilinçaltında olan fikirleri olumlu bir noktaya çevirebiliriz. Ülke olarak sanayileşmeye devam ederken madene, tarıma hepsine ihtiyacımız var. Yerin 300 metre altından söylemek istiyorum, umarım hep birlikte yeni rekorlar kıracağız.”
En son 2007 yılında eski TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın bir madeni ziyaret ettiğini hatırlatan Rüstem Çetinkaya, “Ben de Mustafa Gültepe başkanımızdan rica ettim. O da sağ olsun hemen teklifimizi kabul etti. Çünkü, göreve geldiği günden bu yana tüm sektörlerle ayrı ayrı ilgilenen, hepsine farklı bakış açısıyla konuyu dinleyen, hızlı ve proaktif çözümler getiren bir başkanımız var. Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum.” dedi. Madenin tüm sektörler için ayrı bir yerde olduğunu belirten Rüstem Çetinkaya, “Çünkü, tüm sanayinin hatta tarımın da ana girdileri arasında madenler yer alıyor. Ancak, madencilik çok fazla farklı ön yargılara sahip bir sektör. Biz de bir farkındalık yaratmak istiyoruz. İşte, bu yüzden TİM başkanımızın burada olması bizim için çok önemli.” diye konuştu.
Maden sektörü olarak, “Maden hayatımız, hayatımız maden” sloganıyla hareket ettiklerini kaydeden Rüstem Çetinkaya, “Bunu söylerken de ‘önce insan, sonra çevre, sonra maden’ anlayışıyla hareket ediyoruz. Ziyaret ettiğimiz tesisler de bu bilinçle hareket ediyor. Burası bir yeraltı işletmesi. Yeraltı işletmeleri hep kömür üzerinden, farklı bir bakış açısıyla, aslında olanın çok ötesinde bir anlayışla kamuoyuna gösteriliyor. Bulunduğumuz maden dünya standartlarında üretim yapan, 1840 yılında Fransız bir madenci tarafından keşfedilen bir yer. 1900’lü yıllarda konvansiyonel yöntemlerle üretim yapılan sahada artık 5 metre genişliğe, 5 metre yüksekliğe sahip galerilerde üretim yapılıyor. Büyük iş makinelerinin dahi girebildiği bir maden sahasındayız. Diğer taraftan çevre ayak izi son derece düşük bir saha burası. 6 bin hektar yani 60 bin dönümlük alan için maden ruhsatı var. Ancak, dış ayak izi sadece 3 hektar. Yani 30 dönüm. Bütün üretim, bütün proses yeraltında yapılıyor. Tesisin 600 çalışanı var ve Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin toplam krom ihracatının 700 milyon dolar olduğunu söyleyen Rüstem Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Metalik madenler Türkiye'nin geleceğidir. Başta paslanmaz çelik sektörü olmak üzere hayatımızın birçok yerinde krom madeni ile karşılaşıyoruz. Çatal-bıçaklarda, boya sektöründe aklınıza gelebilecek birçok yerde krom kullanılıyor. Krom dışında Türkiye'de kurşun, çinko, bakır, alüminyum gibi farklı birçok maden tipine sahibiz. Ancak, gerçekleştirilen 700 milyon dolarlık ihracatla krom, metalik madenler ihracatında ilk sırada yer alıyor.” Türkiye’nin toplam maden ihracatının 6,5 milyar dolar seviyelerinde olduğunu dile getiren Rüstem Çetinkaya, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanımızın belirlediği ihracat hedefine çok hızlı ilerlenmesi için maden sektörü olarak 30 milyar dolarlık ihracatı da yeterli görmüyoruz. Çok daha fazlasını yapabiliriz. Bunu yaparken çok daha farklı bir katkı da sunabiliriz. Net ihracat yapan yani, döviz girdisi yüzde 95 yurtta kalan çok önemli bir sektörüz. Adı üstünde ‘taştan çıkartıyoruz ekmeğimizi’. Yerin altından bulduğumuzu ihraç ediyoruz.”
İlginizi Çekebilir