© Yeraltı Haber 2021

Yeni Bir Deprem Türü Keşfedildi!

Bir araştırma ekibi, yeni bir 'tetiklenmiş' deprem türü keşfettiklerini duyurdu. Yeni keşfedilen bu deprem türünün, geleneksel depremler ve sismik kaymanın bir ara formu olduğu açıklandı.

Ruhr-Universität-Bochum tarafından yapılan bir basın açıklamasına göre bir araştırma ekibi; British Columbia, Kanada'daki bir alanda yürüttükleri çalışma sonucunda yeni bir deprem türü tespit etti. 

Sekiz sismik istasyondan oluşan bir ağı inceleyen, Ruhr Universität Bochum ve McGill Üniversitesi'nden araştırmacılar, yaklaşık 350 depremin sismik verilerini kaydetti. Kaydedilen veriler incelendiğinde tespit edilen depremlerin yaklaşık %10’unun, daha yavaş kırılmak gibi volkanik alanlarda yaşanan depremlere benzer özellikler sergilediği gözlemlendi.   

Yeni deprem türünün, aynı büyüklükteki diğer depremlere göre daha yavaş gerçekleştiği ve normalden uzun sürdüğü kaydedildi. Depremin, petrol ve g az çıkarma yöntemi olarak bilinen hidrolik kırılma tarafından tetiklendiği belirtildi. 

Şimdiye kadar uzmanlar, hidrolik kırılma esnasında meydana gelen depremleri iki farklı süreçle açıklamaktaydı.

Bunlardan ilkine göre kayaya pompalanan sıvı, kuyunun yakınlarında bulunan yeraltı kayalarında yeni bir çatlak oluşturacak büyüklükte bir basınca neden oluyor. Bu artan basınçla beraber mevcut faylar etkilenerek deprem oluşturacak enerji açığa çıkıyor.

İkinci açıklamaya göre ise yeraltı enjeksiyonu kaynaklı sıvı basıncı artışı, çevrede bulunan kayalar üzerinde daha uzun mesafelerde etkili olan elastik stres değişimlilerine sebep oluyor ve bu değişimlerin fayların bulunduğu kayalarda gerçekleşmesi durumunda da deprem tetiklenebiliyor.

Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ise sayısal modeller ve laboratuvar analizleri, başka yerlerde tektonik faylarda gözlemlenen sürecin enjeksiyon kuyularının yakınındaki faylar üzerinde de yaşandığı sonucuna ulaşmıştı. Herhangi bir sismik enerji salmayan yavaş kayma şeklinde başlayan ve ‘Sismik kayma’ olarak adlandırılan bu süreç; yakındaki faylar üzerinde hızlı kaymalara ve depreme neden olabiliyor.

Ancak sismik kaymadan kaynaklanan deprem oluşturacak sismik enerjinin olmaması ve söz konusu fayların boyutu incelendiğinde bu olayın doğada gözlemlenmesini epeyce zor olduğu düşünülüyor. Bu sebeple de araştırmacılar henüz tetiklenmiş depremler ile asismik kaymalar arasında bir bağlantı olduğunu somut olarak henüz kanıtlayamadılar. 

Ancak araştırma ekibi, yakın zamanda keşfedilen bu yeni yavaş depremleri, geleneksel deprem ve sismik kaymanın bir ara formu olarak ve dolayısıyla da kuyuların yakınında da sismik kaymanın meydana gelebileceğinin dolaylı kanıtı olarak yorumluyor. Bu sebeple de araştırmacılar yeni türü hibrit frekans dalga biçimi depremleri (EHW) olarak adlandırıyor. 

Araştırma ekibinden Rebecca Harrington, "Tetiklenmiş depremlerin diğer çoğu deprem gibi davrandığını ve kabaca aynı kırılma hızına sahip olduğunu varsaymıştık, saniyede iki ila üç kilometre" diyerek durumun aslında böyle olmadığını belirtiyor. Buna göre araştırmacıların kaydettiği verilerden 1.5 büyüklüğündeki geleneksel bir depremden kaynaklanan sarsıntı yaklaşık yedi saniye sonra kesilirken, aynı büyüklükte bir EHW depreminin sarsılma süresi on saniyeden fazla. 

Yapılan bu keşfin, kırılma tarafından tetiklenen sarsıntıların neden olduğu hasarı en aza indirmede yardımcı olabileceği tahmin ediliyor. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER