Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi tarafından T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde düzenlenen 4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi gerçekleştirildi.
4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesinde madenciliğin yeri hakkında açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, "Cep telefonumuzda 30'un üzerinde maden var. Tüm eşyalarımız madenden yapılıyor. Türkiye maden açısından aslında çok zengin bir ülke. Çok büyük ölçekli madenlerimizi önümüzdeki yıllarda göreceğimizi düşünüyoruz. Madenlerle ilgili algı çok negatif. Dünyanın en büyük altın madenini bulduğumuzu söylesek, doğalgaz keşfinden daha fazla gelir getireceğimizi söylesek, ülkenin yarısı bundan memnun olmaz. Ağaç keseceksiniz, havayı ve çevreyi kirleteceksiniz diye konuşur. Böyle bir algı var. Ama madenler ilgili bakanlıklar tarafından çok sıkı denetleniyor. Türkiye'de madencilik yapmak çok zor. Doğası gereği riskli bir iş. Madenciler çalışırken ciddi riskler alıyor. " dedi.
Bakanlık olarak madencilerle beraber adımlar atacaklarını vurgulayan Kalaycı, "Madencilerin önünü açacak yasa hazırlıyoruz. Madenciler çok sayıda bakanlıkla muhataplar. Finansmanla ilgili problemleri var. Madenlerini ipotek verip, kredi çekemiyorlar. Madencilikte sıkıntıların farkındayız ve madencilerin gelişmesi gerektiğini biliyoruz. Ayrıca bizim sadece yurtiçinde değil yurtdışında da maden aramamız gerekiyor" diye konuştu.
'Madenciler ağacı kesmek toprağı kazmak zorundadır'
Türkiye Madenciler Derneği 2. Başkanı ve Altın Madencileri Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz ise panelde yaptığı konuşmasında, "Biz eğer kendi topraklarımızdaki öz kaynaklarımızı harekete geçiremezsek dışa bağımlılıktan kolay kolay kurtulamayız. Bu tüm madenler için geçerli. Geçtiğimiz yıl Türkiye'de 2.4 milyar dolarlık altın üretildi. Ama buna rağmen 25 milyar dolarlık altın ithal ettik. Bu işi iyi yapmamız gerekiyor. Bergama'yı hepimiz biliyoruz. Orada ağaç yetişmeyecek dediler. Bugün oradaki durum ortada. Üretmemek mi vatanseverliktir? Yoksa ülkeyi koruyarak üretmek mi? Üretilen 42 tonun yaklaşık 11 tonu devletin kasasına giden miktar. Türkiye kısa sürede 100 ton altın üretme kapasitesine sahip. Madenciler ağacı kesip toprağı kazmak zorundadır. Bir hekimin ameliyat anına bakamazsınız, ama işlem bittikten sonra bakabilirsiniz. Madencilik de böyledir. İşletme anında gürültü, toz, yeraltı sularının kirlenme risklerini minimize edip çalışmak mümkündür" ifadelerini kullandı.
'Madenler olmadan yeşil enerjiye geçmek mümkün değil'
Panelde konuşma yapan TOBB Türkiye Maden Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan maden ve enerjinin ortak bir payda da buluştuğunu, yeşil enerji maliyetlerinin ise büyük kısmının madenlerden oluştuğunu belirterek "Yeşil enerjiye geçeceğiz, ama bunun arka planı ne olacak? Madenler olmadan yeşil enerjiye geçmek mümkün değil" dedi.
'Maden sektörü orman sektörüne girmekte zorlanıyor'
TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer panelde yaptığı açıklamalarda, "Maden ihracatımız yıllık yaklaşık 5 milyar dolar olarak gerçekleşiyor. Bunun büyük bölümünü doğal taşlar oluşturuyor. Üretim olmazsa ihracat gerçekleştirilemiyor. 650 renkte doğal taş mevcut Türkiye'de. Bu konuda dünyada bir numara diyebiliriz. Yapı malzemeleri içerisinde karbon salınımı en düşük olan ürün doğal taş. Milyonlarca yıl önce oluşmuş. Üretiminde bir karbon salınımı gerçekleşmiyor. Biz son 10 yılda arama ruhsatlarında yüzde 84 gerileme yaşamışız. İşletme ruhsatlarında yüzde 14 gerileme yaşamışız. Yasaklı alanlarda zaten madencilik faaliyeti yürütemiyorsunuz. Bu konuda bir yanlış anlama var. Verilen ruhsatlı alanların bir bölümü özel alanlardan oluşabiliyor ve o özel alanlarda işlem yapılamıyor. Maden sektörü orman sektörüne girmekte zorlanıyor. Maden oradaysa biz de orada çıkarmak zorundayız. Daha sonra orayı rehabilite edebiliriz. 20-30 yılda çok güzel yeni ormanlar üretebileceğimizi gördük" şeklinde konuştu.
'Kömürün enerji talebini karşılayan en önemli üç kaynaktan biri'
Türkiye Kömür Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Erdoğan kömürün an itibariyle enerji talebini karşılayan en önemli üç kaynaktan biri olduğunu belirterek, "Türkiye'de yerli kömürün elektrik üretimindeki payı yüzde 18'ler mertebesinde. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji santrallarının sisteme entegre olmaları için kömür santralları kaçınılmaz santrallardır. İthal kömür geçen yıllarda 50 dolardayken, 91 dolara yükseldi. Kendi kömürlerimiz ile orta ve uzun vadede ithal kömürü ikame edecek adımlar atmalıyız" dedi.
Yorum Yazın