Yapılan bir araştırmada bilim insanları, Dünya’nın eski yaşamına ışık tutacak bir keşifte bulundular. Bir jeolog ekibi, yaklaşık 830 milyon yıl önce oluşmuş bir sedimanter (tortul) kayaç parçası içindeki kaya tuzu kristallerine hapsolmuş eski bir yaşam formu tespit ettiler.
Buna ek olarak kaya tuzu içine sıkışmış prokaryotik ve ökaryotik yaşam formlarının hâlâ canlı olabileceği düşünülüyor. Bakteriler ve mavi-yeşil alglerin de dahil dahil olduğu, gerçek çekirdek zarlarına veya organellere sahip olmayan hücre formları prokaryot olarak sınıflandırılıyor. Ökaryotlar ise hem zara bağlı bir çekirdeğe hem de organellere sahip hücre formları olarak isimlendiriliyor.
Araştırmacılar, bulunan bu eski kayaç parçasının içindeki organizmaların büyük ölçüde mavi-yeşil alglerden oluştuğunu ifade ediyor.
Ayrıca yapılan araştırma, kayatuzu sayesinde milyonlarca yıl önce gezegendeki tuzlu su ortamını ve koşullarını incelemek için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Bunun yanı sıra tespit edilen bulguların, sadece gezegenimizde değil, aynı zamanda büyük tuz birikintilerinin tespit edildiği Mars'ta da olası eski yaşam formlarına dair ipuçları verebileceği ifade ediliyor.
Peki bu organizmalar kaya tuzu içerisine nasıl hapsoldu?
Yapılan araştırmalar, kaya tuzlarının sıvı kapanı olduğunu göstermiştir. Bir başka deyişle, son derece tuzlu su ortamında meydana gelen kayatuzu kristalleri, oluşumları sırasında küçük miktarda deniz suyunu içine hapsediyor. Bu sıvı mikroskobik organizmaları içeriyorsa söz konusu canlılar belli bir sınır içerisinde sıkışıp kalabiliyor.
Yapılan araştırma Batı Virginia Üniversitesi'nden jeolog Sara Schreder-Gomes ve meslektaşları tarafından Avustralya'da organize edilmiştir.
Kıtanın merkezi şu anda çöl olsa da bir zamanlar burada tuzlu bir deniz uzanıyordu. Bu nedenle araştırmacılar Orta Avustralya'daki 830 milyon yıllık tortu tabakası Browne Formasyonu'ndan örnekler topladı.
Ultraviyole ve görünür ışıkla numuneleri mikroskop altında inceleyen ekip, sıvı kapanlarının organik malzeme içerdiğini gördü. Bu da tuz kristallerinin mikroorganizmalara ev sahipliği yaptığı anlamına geliyordu.
Hakemli bir bilimsel dergi olan Geology’de yayımlanan çalışmada şu ifadeler geçmektedir:
Bu nesneler boyut, şekil ve floresana verdikleri tepki açısından prokaryot ve ökaryot hücreleri ve organik bileşiklerle tutarlıdır.
Yorum Yazın