Haber ve Foto: Amida Haber
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi tarafından "Diyarbakır ve Çevresi Madencilik Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi Çalıştayı" düzenlendi.
Diyarbakır’da bir otelde gerçekleştirilen çalıştaya 240 delege katıldı ve 7 farklı çağrılı bildiri sunumu yapıldı. Ardından, "Madenciliğin Genel Görünümü ve Çevre Sorunları" başlıklı bir panel düzenlendi.
Amida Haber'in haberine göre, çalıştayda yapılan değerlendirmelerde, madenciliğin, bölge ekonomisi açısından stratejik öneme sahip olduğu vurgulandı. Diyarbakır ilinde son 10 yılda maden ihracatının, yer yer, il toplam ihracatının yarısını oluşturduğu belirtilen çalışmada, madencilik sektörünün bölge istihdamındaki payı da oldukça yüksek olduğu vurgulandı. Maden sektörünün Diyarbakır ve çevre illerde ekonomik kalkınmanın temel taşlarını oluşturduğu vurgulandı.
Madenciliğin, doğal taş temini ve işlenmesi ile kültürel mirası koruma noktasında da önemli katkılar sunduğu ifade edildi. Ancak, dünya üzerindeki tüm ekonomik faaliyetler gibi madenciliğin de çevresel etkilerinin olduğu, bu etkilerin azaltılması için bilimsel ve doğru madencilik uygulamalarına ihtiyaç duyulduğu dile getirildi.
"Halk sağlığını olumsuz etkileyecek uygulamalardan kaçınılmalıdır"
Panelin ardından çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede maden ocaklarının rehabilitasyonu konusuna dikkat çekerek yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
"Dünya üzerindeki tüm ekonomik faaliyetler doğaya zarar vermektedir. Dünyamızın geleceği açısından bu zararın en az düzeye indirilmesi zorunludur. Ayrıca, madencilikte ve diğer tüm ekonomik faaliyetlerde, üretimden başlayarak nihai ürüne kadar tüm aşamalarda, çalışanların sağlığı gözetilmeli, halk sağlığını olumsuz etkileyecek uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Maden ocaklarının yeniden doğaya kazandırılması çerçevesinde, ulusal ölçekte rehabilitasyon örneklerinin gösterildiği çalıştay boyunca, yerelde uygulanan rehabilitasyon örnekleri de sergilenmiştir. Verilen örneklerin olumlu ve önemli olması yanında rehabilite edilmeyen sahaların da varlığı göz ardı edilmemeli, her zaman savunucusu olduğumuz bilimsel ve doğru madencilik uygulamaları ile madencilik kaynaklı çevresel sorunların en aza indirilebileceğinin mümkün olduğu unutulmamalıdır.
Madenler, yenilenebilir kaynaklar olmamaları nedeniyle, insanlığın ortak malı olarak görülmeli, kamu çıkarlarını artırmaya yönelik politikalar çerçevesinde değerlendirilmeli, kaynak kayıpları en aza indirilmelidir."
Yorum Yazın