Temiz enerji teknolojilerinin hızla gelişmesi, dünya genelinde kritik minerallere olan talebi artırırken, bu değerli kaynakların tedarik zincirinde "tekelleşme" riski küresel endişeleri büyütüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Londra’da düzenlenen "Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi"nde yaptığı açıklamada, kritik minerallerin — özellikle bakır, lityum, kobalt ve nadir toprak elementlerinin — sadece birkaç ülkenin kontrolü altında bulunmasının enerji arz güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Birol, “Çin’in bu alandaki hakimiyeti, temiz enerji maliyetlerini düşürme konusunda katkı sağladı; ancak küresel tedarik zincirinin tek bir bölgeye aşırı bağımlılığı, teknik arızalar ya da jeopolitik gerginlikler karşısında büyük bir kırılganlık yaratıyor,” dedi. Birol, üretim ve işleme süreçlerinde daha fazla ülkenin devreye girmesi ve yeni iş birliklerinin kurulması gerektiğini savundu.
Türkiye'de de uzmanlar benzer uyarılarda bulunuyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası yetkilileri, yerli üretimin artırılması, Ar-Ge yatırımlarının hızlandırılması ve uluslararası iş birliklerinin genişletilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle bor, toryum ve nadir toprak elementleri gibi Türkiye'nin zengin rezervlere sahip olduğu minerallerin stratejik önemi bir kez daha gündeme taşındı.
Öte yandan, ABD ve Avrupa Birliği, kritik mineraller için yeni tedarik stratejileri geliştirmek üzere girişimlere başladı. Bu kapsamda, Afrika ve Güney Amerika ülkeleriyle yapılan iş birliği anlaşmalarının sayısı artarken, sürdürülebilir madencilik uygulamaları da ön plana çıkarılıyor.
Enerji ve doğal kaynaklar uzmanları, "enerji dönüşümü"nün başarısının yalnızca teknolojik inovasyona değil, aynı zamanda kritik minerallerin adil ve sürdürülebilir bir şekilde tedarik edilmesine de bağlı olduğunun altını çiziyor.
Yorum Yazın