Geçen hafta ABD ve müttefiklerinin Çin'in nadir toprak elementleri üzerindeki hegemonyasını kırmak için oluşturduğu Mineral Güvenlik Ortaklığı'ndan söz etmiştik. ABD'nin başını çektiği Mineral Güvenlik Ortaklığı'nda yer alan Birleşik Krallık (İngiltere) da geçen ay “Gelecek için Dayanıklılık: Birleşik Krallık'ın kritik mineraller stratejisi”ni ilan etti.
Stratejide Birleşik Krallık'ın enerji geçişini sağlamak için kritik mineral tedarik zincirlerini nasıl güvence altına alacağını özetlendi. Bu kapsamda söz konusu minerallerin yerli üretimi için Birleşik Krallık devlet desteğinin yanı sıra üçüncü ülkelerden de tedariğin destekleneceği belirtildi.
Birleşik Krallık ülke için yüksek kritikliğe sahip mineralleri şöyle sıraladı: antimon, bizmut, kobalt, galyum, grafit, indiyum, lityum, magnezyum, niyobyum, paladyum, platin, nadir toprak elementleri, silikon, tantal, tellür, kalay, tungsten ve vanadyum.
Dünyadaki lityumun yaklaşık yarısını üreten, dünyanın en büyük ikinci kobalt üreticisi olan ve dördüncü en büyük nadir toprak elementi üreticisi Avustralya ise kendisini önümüzdeki dönemde kritik bir mineral santrali haline getirmek için çalışıyor.
Yine önemli bir maden üreticisi olan Kanada haziran ayında kritik maden stratejisi hakkında bir tartışma belgesi yayınladı ve 15 Eylül 2022'ye kadar istişareye açtı. Nihai Strateji'nin 2022 Sonbaharında yayınlanacağı bildirildi. Kanada Doğal Kaynaklar Bakanı Jonathan Wilkinson nadir elementler konusunda şunları söylüyor: “Madencilik sektörümüz, aslında ülkemiz, nesiller boyu bir fırsatla karşı karşıya: kritik mineraller. Basitçe söylemek gerekirse, kritik mineraller olmadan enerji geçişi olmaz ve bu nedenle kritik mineral tedarik zinciri esnekliği gelişmiş ekonomiler için artan bir önceliktir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, kendi sınırları içinde yeterince kaynak sağlayamadıkları ancak ekonomilerinin bağlı olduğu emtialara yönelik arz şoklarına karşı kırılganlıklarını değerlendirmeye başladılar. Bu bağlamda Kanada hükümeti, kritik mineraller değer zincirimizin gelişimini ülkemiz için nesiller boyu bir fırsat olarak görüyor.”
Peki ülkemizin yani Türkiye Cumhuriyeti'nin bir nadir toprak elementi stratejisine ihtiyacı yok mu?
Yorum Yazın