Sivas kent merkezine 147, Gürün ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan, berrak suyu ve turkuaz mavisi görünümüyle "doğal akvaryum" olarak da adlandırılan Gökpınar Gölü ile başta Hafik Gölü olmak üzere çok sayıda karstik yapının yer aldığı Hafik Evaporit karst alanı, jeolojik miras listesinde yerini aldı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazire Özgen Erdem, "Ulusal ve Uluslararası Görünürlük İçin Türkiye'nin En Önemli 100 Jeolojik Mirası ve Anahtar Jeolojik Alanlarının Belirlenmesi Çalıştayı’nın, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu (UTMK), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü (TVK), Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) ve Jeolojik Mirası Koruma Derneği (JEMİRKO) yetkililerinin katılımıyla mart ayında Ankara'da yapıldığını söyledi.
Organizasyonda ülkenin en önemli jeolojik miras alanları ve bulundukları bölgenin jeolojik tarihçesi için önemli anahtar jeolojik alanların seçildiğini belirten Erdem, "Seçilen bu listenin envanteri aslında yıllar önce Jeolojik Miras Derneğinin yaptığı yoğun çalışmalarla ortaya konulmuş bir envantere dayanıyor. Bilimsel çalışmaların çok yoğun olduğu alanlar ve çalıştay esnasında katılımcıların da önerileriyle ortaya çıkan liste oylama yöntemiyle belirlendi." dedi.
"Alanlarımız Değerlerine Değer Kattı"
Gökpınar Gölü ve Hafik jips karstik alanlarının listede yer almasından mutlu olduklarını aktaran Erdem, "Seçilen alanlar bu projelerin sonraki süreçlerinde potansiyel alanlar olacak, tabi kendini geliştiren alanlar için." diye konuştu.
Erdem, Sivas'tan listede yer alan alanların önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Gökpınar Gölü, akvaryum gibi berrak suyu ve kendine özgü turkuaz rengiyle ilimizin ihtişamlı jeolojik doğal miras alanlarından biri. Zaten turizm açısından da bu alanın yüksek potansiyeli var, tabi daha da geliştirilebilir. Hafik karstik alanı ise şehrimizin jips alanı olarak adlandırılan, halk arasında alçı taşı olarak bilinen suda kolayca eriyebilen kayaçlarda gelişmiş karstik yapıları içeriyor. Genelde yuvarlak çaplı çöküntüler, Hafik Gölü de dahil olmak üzere birçok gölü ve aynı zamanda mağaraları da kapsıyor. Turizm açısından her iki alanın da önemli ve farklı projelerle geliştirilmesinde fayda var. Alanlarımız zaten değerli ve güzel, listede yer almalarıyla değerlerine değer katılmış oldu. Bunları turizme kazandırmak için çok sayıda çalışma yapmak lazım."
"Buraların Cazibesini Artırmamız Lazım"
Jeoturizmin sadece gezmeye, görmeye odaklı olmadığını dile getiren Erdem, bilgi tabanlı jeoturizm yöntemleriyle bu alanların daha çok ön plana çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Akademisyenlerin de bu alanlarla ilgili proje ve çalışma yapmasını öneren Erdem, şöyle devam etti:
"Görsel güzellik belli bir aşamadan sonra göz alışkanlığı şekline dönüşebilir. Yeni bilgilerle buraların cazibesini artırmamız lazım. Bu iki alanın yerel yönetimlerle birlikte turizme kazandırılması için yeni araştırmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gökpınar Gölü doğal sit alanı olarak koruma altına alındı. Çok berrak bir su ve kendine ait bir güzelliği de var. Oraya akvaryum diyorsak başka projeler de geliştirebiliriz. Ziyaretçilere bir akvaryumda olduklarını hissettirmekte lazım. Yurt dışında bunun örnekleri var, cam akvaryumlar yapıyorlar. Suyun içine kişilerin inip o ambiyansı hissedebilecekleri çeşitli güzel projeler yapmakta da fayda var."
Yorum Yazın