Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nun (YÜF) düzenlediği toplantıda konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nun inşaat sektörünün önemli bir temsilcisi olduğunu belirterek, Federasyon’un sanayici kimliğinin yanı sıra madenci şapkasını da layıkıyla taşıdığını ifade etti.
Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nun (YÜF) düzenlediği toplantıda konuşan TÜRKÇİMENTO ve YÜF Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, Federasyonun temsil ettiği şirketlerin kurumsal yapıları, mevzuata uygun faaliyetleri ve kamu hassasiyetlerini gözettiğini de belirttiği konuşmasında, federasyonun madenci şapkasını da layıkıyla taşıdığına vurgu yaptı.
Fatih Yücelik, konuşmasında yapı üreticisi şirketlerin, maden sektöründe ki diğer şirketler gibi uzun yıllardır madencilik faaliyetlerine ilişkin iş ve işlemlerde bazı sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Yücelik, gerek temsilci birlikler gerekse Federasyonun faaliyetleri dahilinde ilgili kamu kurumları ile iş birliği içerisinde bu sorunlara çözüm üretmeye çalıştıklarına dikkat çekti.
Fatih Yücelik, çeşitli mera uygulamalarının daha yalın ve hızlı bir akış içinde gerçekleştirilmesine yönelik olarak kurumlar arası koordinasyonun sağlanamaması ve mevzuatta belirtilen sürelere sadık kalınamaması nedeniyle süreçlerin uzadığını belirterek, “Bu gibi sorunlar artık sektörümüz açısından kronikleşmiş ve ne yazık ki çözüm beklentilerimizi boşa çıkaran bir hal almıştır” dedi.
Yücelik, “Eski ve mevcut izinlerin, ruhsatların temdit edilmesi sonrasında geçerliliğini koruması gerekirken, bazı orman izinlerinin ve mera vasıf değişikliği kararlarının, ruhsatların temdidinden sonra yenilenmediğine ilişkin örneklerle de karşılaşılmaktadır” diye konuştu.
Fatih Yücelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapı sektörünün önemli oyuncuları olan çimento ve kireç sanayii ile agrega üretiminde ruhsat güvencesi, üretimlerin sürekliliğinin sağlanması açısından son derece önemlidir. Bu noktada, maden işletme ruhsat alanı içinde verilen işletme izin alanlarının küçük olmasının özellikle enerji yatırımları söz konusu olduğunda, ruhsat alanı içinde olsa da izin alanı dışında kalan kısımlarda planlanan madencilik faaliyetlerini ve hammadde rezervlerinin kullanımını engelleyecektir. Bu da haliyle entegre tesislerin üretim planlarını aksatacak nitelikte risklere sebebiyet verebilmektedir.”
Fatih Yücelik, yeni maden kanununun sadece günü kurtarmaya yönelik olmaması gerektiğini kaydederek, madencinin haklarını koruyan ve ruhsat güvencesini temel alan, yoğun bürokrasiyi ortadan kaldıracak, ülkemiz madenciliğini teknik ve ekonomik açılardan üst düzeye taşıyacak bir düzenlemeler bütünü olması gerektiğini bildirdi.
“Çimento Sektörü Atık Isı Geri Kazanımına Ağırlık Vermeli”
Aynı toplantıda söz alan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı da Türkiye çimento sektörünün, sanayi sektörleri arasında hem emisyon, hem verimlilik, hem de çevre konularında kurumsallaşması en üst düzeyde olan sektörlerden biri olduğunu belirtti.
Kalaycı, ”Şimdi önümüzde yeşil dönüşüm denilen bir süreç var ve bu sürece ayak uydurmak zorundayız. Bu tabii ki, Türkiye’deki enerji yoğun sektörlerin çoğunda büyük bir sorun. Fakat, Türkiye’de çimento sektörü iyi durumda diyebiliriz. Bu sektörde bilinç var, anlayış var” dedi.
Kalaycı, çimento sektörüne seslenerek evsel atıktan türetilmiş yakıt kullanımının öne çıkarılması, atık ısı geri kazanım tesislerinin artırılması konularına ağırlık vermeleri gerektiğine vurgu yaptı.
Kalaycı, sektör çalışanlarının inovatif ve yeniliğe açık yöneticiler olduğunu belirterek, “Her mekanizmada ne destek isterseniz, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı olarak yanınızdayız, sizlere yardıma hazırız “dedi.
Yeni maden kanun çalışmalarında yapılan iyileştirmeleri de dile getiren Kalaycı, “STK yetkilileriyle bir araya gelerek, ihtiyaçlara yönelik görüş alışverişinde bulunarak bir kanun hazırladık. Dördüncü grup madenlerde 10 yıl olarak yeniden düzenledik. Birleştirmeye konu olan ruhsatların işletme izinli olması şartını kaldırdık. Arama döneminde de ruhsat birleştirmeyi mümkün kıldık.Kısmi rehabilitasyon ve çevreyle uyum planı ve uygulanmasına ilişkin hükümler getirdik. Ruhsat bedelinin zamanında ödenmemesi durumunda gecikme cezasını %20’ye indirdik. Yine önemli bir değişiklik olarak ruhsat bedeli hesaplama formülünden yıllara bağlı olarak yapılan artışı kaldırdık. Ruhsat bedellerinde ortalama %50 indirim sağlamış olduk.” diye konuştu.
Yorum Yazın