Dünyaya geldiğimiz an itibariyle öğrenme serüvenimiz tüm hızıyla başlamaktadır. Dokunarak, görerek, duyarak ve tadarak başladığımız bu yolculuk merak etme dürtüsüyle taçlanır. İlgi alanı doğanın kendisi olan bilim dalları başta olmak üzere bir çok alanda kişinin merakı ve sorgulama dürtüsü, gelecek nesillere aktarılacak deneyimlerin temelini hazırlar.
Eğitim kurumlarındaki eğitim - öğretim programlarının yöntem ve politikaları, gelişmiş ülkelerin ulaşmaya çalıştığı çağdaşlık seviyesi ve evrensel ölçekteki beklentilere cevap vermek adına sürekli olarak gelişmelidir. Esas amaç, kurumsal bakış açısı ile birlikte kişinin öğrenme hevesi, merakı ve sorgulama yeteneği ile perçinlenmiş en doğru bilimsel sonuçları doğurmayı hedeflemektir. Bu doğrultuda, ülkemizdeki üniversite ve üniversite öncesi eğitim sistemi sürekli olarak sorgulanmalı ve sonuç olarak ulaşılması gereken hedef, global ölçekte kabul gören ve bilimsel temele dayanan nokta olarak görülmelidir.
Ülkemizde farklı mühendislik disiplinlerinde verilen eğitimlerde ve yeni mezun olmuş kişilerin kamu kurumları ile özel sektörde karşılaştığı sorunlardan yola çıkarak bazı politikaların önemli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu politikalar ana başlıklar halinde şu şekilde sıralanabilir.
- Konvansiyonel eğitimin revizyonu
- Üniversiteler ile özel sektörün birlikte proje yürütmesi
- Gönüllü staj programları
- Saha ve laboratuvar derslerinin verimliliği
- Öğrencilerin ilgili olduğu ana bilim dalına yönlendirilmesi
- Uluslararası ölçekteki mühendislik eğitimlerinin irdelenmesi
- Üniversiteler arası öğrenci değişim programları
Yapılan bazı araştırmalar, ülkemizdeki bazı mühendislik programlarının eğitim içeriklerinin gelişmiş ülkelerde verilen eğitimlerle örtüşmediğini bu nedenle de derslerin içeriklerinin güncellenmesi gerektiği sonucunu ortaya koymaktadır. Yurtdışı öğrenci değişim programlarının yanı sıra akademik kadro için de eğitim içeriğini ve yöntemini irdelemesi adına devlet tarafından desteklenen değişim programları sistematik hale getirilmelidir.
Özel sektörün deneyimlerini, üniversitede eğitimi devam etmekte olan öğrencilere aktarması büyük önem taşımaktadır. Geçtiğimiz yıllarda, Marmara Üniversitesi ile Sabancı Holding arasında yapılan işbirliği ile İşletme Fakültesi öğrencileri, "Sabancı İşletmecilik Seminerleri" dersini seçmeli olarak alıp programı başarıyla tamamlayan belli sayıda aday ise kurum bünyesinde sözleşmeli iş imkanı bulabilmişlerdir (Kaynak: AA). Bu modelin mühendislik programları için uygulanması, öğrencilerin mezuniyet öncesinde doğru dala kanalize olabilmesini sağlarken kuşkusuz sektörün de yeterliliği yüksek kendinden emin mühendise erişimini kolaylaştıracaktır. Ayrıca sektöründe öncü olan firmaların ya da kurumların üniversitelerde yapacakları sunumlar, öğrencilerin ilgili olabilecekleri ana bilim dallarını seçmelerinde büyük rol oynamaktadır. Dersler kapsamında düzenlenecek teknik geziler ve firma ziyaretleri, öğrencilere çalışma ortamlarını, koşullarını ve imkanlarını değerlendirme şansı verecektir.
Uygulamalı mühendislik dallarında yaşamsal öneme sahip olan staj dönemleri, tamamen öğrencilerin ve/veya kurumların insiyatifine bırakılmamalı akademik kadro tarafından denetlenebilir bir sistem kurulmalıdır. Zorunlu staj dönemlerinin yanı sıra gönüllü stajlar da özel sektör ve devlet tarafından desteklenmelidir. Burada önemli olan bir başka husus da öğrencinin uygulamaya yönelik dersleri özümsemesinin akabinde ilgili staj döneminin başlaması gerektiğidir. Böylelikle literatür bilgileri staj döneminde edinilen deneyimlerle pekişerek uygulamaya yönelik tecrübeler kazanılacaktır.
Öğrencilerin global ölçekte kabul gören üniversitelerde öğrenim gören diğer öğrencilerle iletişim kurabilecekleri bir platform üzerine çalışılmalı, üretecekleri projelerde bu üniversitelerden edindikleri bilgiler sunulmalıdır. Gelişmiş üniversitelerin eğitim metotları ve derslerin teknik içerikleri üzerine yapılacak araştırmaların ülkemizdeki mühendislik programı üzerindeki yansımaları irdelenmeli, ilgili öğretim görevlileri yardımıyla bu deneyimlerin eğitim programlarımıza kazandırılması sağlanmalıdır.
Başta yerbilimleri ve inşaat mühendisliği olmak üzere uygulamalı bilim dalları için planlanan saha dersleri ve programları çeşitlendirilerek öğrenciler için yol gösterici olması sağlanmalıdır. Bu noktada laboratuvarı olmayan okullara devlet desteği sağlanarak ilgili projelerin öğrenciler tarafından yürütülmesi teşvik edilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Mühendislik eğitimi, staj programları, uygulamalı eğitim, saha ve laboratuvar eğitimleri, verimlilik.
Yorum Yazın
Facebook Yorum